Dünyanın en değerli ilk 3 markası Bilişim sektöründen. Dünyanınn değerli 10 markasından 6 sı yine bilişim sektöründen. Muhtemelen önümüzdeki yıllarda bu markaların sayıları daha da artacak.
Bilişim Sektörü 2.5 Trilyon Euroluk hacmiyle Dünyanın en büyük sektörü. Oysa Türkiye’deki Pazar büyüklüğü sadece 36 milyar USD. 2023 yılında ise sektörün 180 milyar USD olması hedefleniyor. Yani önümüzdeki 9 yıl içinde Pazar büyüklüğü 5 kat artacak. Bu sektör dışında Türkiye’de 2023 yılına kadar bu hızla büyüyecek başka sektör yok…
Hele Bilişim sektörü içinde bir alan var ki yapılan yatırıma karşı üretilen katma değer tam 10 kat. Evet, Yazılım sektöründen bahsediyorum. 3000 $ lık bir yatırım yaptığınızda 30.000 $ lik bir katma değer elde ediyorsunuz. Dünya üzerinde hiçbir sektörde bu kadar az yatırımla bu kadar yüksek bir kazancın elde edilebildiği başka alan yok.
İhracatın da yoğun bir faaliyet olarak göze çarptığı bilişim sektörü, Türkiye’nin coğrafi konumu, Avrupa Birliği’ne yakınlığı, Doğu Avrupa, Rusya, Ortadoğu bölgesinin merkezinde konumlanması nedeniyle önemli bir avantaja sahiptir. Yazılım ve hizmet ihracatında büyük fırsatlar sunmaktadır.
Katma değeri yüksek olan bu alanlarda ülke olarak başarılı olma şansımız çok yüksek. Başarı için ise uluslararası standartlara uyum, takım çalışması kültürünün gelişimi ve pazarlama, markalaşma faaliyetlerine önem verilmesi çok elzemdir. Firmalarımız; Bireysellikten çıkıp ve gruplaşıp branşlaşmalıyız.
Bilişimde; sadece iç pazarın değil, dış pazarların da teknoloji ürün ve hizmet ihtiyacına cevap verebilen, bölgesel bir bilişim üssü haline gelmesine ihtiyaç var. Bölgemizde nitelikli çalışanların sayısının sınırlı olması ve sadece İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde yoğunlaşmış bulunması sektörümüz için büyük problem. AR-
Bu anlamda elimizdeki değerleri kaybetmeden dışarıya işgücü ihraç etmeden de bölgemiz neden bilişimde yazılım vadisi olmasın değerlerine değer katmasın. Bölgemiz sanayi kenti iken bilişim ve sanayi kenti olmasın.
Atatürk’ün dediği gibi “Bir amaca doğru yürürken, kişisel düşünce ve çıkarları, bir tarafa bırakarak, el ele vermek icap eder; başarının sırrı budur. Unutulmamalıdır ki, bizlerin gerçek görevi toplumumuzun gelecekteki yüksek menfaatlerini sağlamaya çalışmaktır.”